mavi ışık kazanı



* Hani olur ya, bilgisayar sana bazen bir şeyi farkında olmadan ya da bazı şeyleri unutarak yapıyormuşsun gibi bir muamele yapar: mesela bir şeyi kapatırken "Gerçekten kapatmak istiyor musunuz? , Bakın bunu kapatırsanız şu şu uygulamalarınız da sona erecek." v.s. Onların hemen altında bir kutucuk ve yanında "Bunu bir daha gösterme" yazar ya, ben ona bakınca hep hüzünlenirim. Ya bir daha göstermezse? Ya bir daha sormazsa? Ben o kutucuğa asla tick koymicam. Sorsun. Lütfen sorsun. Lütfen.
* Humusun ayarını tutturabilen insanlar, size hayranım. Anlamıyorum; tahinini mi az koyuyorum, suyunu mu yanlış ölçüde koyuyorum, yoksa ikisi de mi, ya da hiç biri, belki de limonu az sıkıyorum, belki de üçü ya da herhangi ikisi.
* Bir tek benim mi dikkatimi çekti bilmiyorum ama filmlerde de dizilerde de var bu. Hatun kusar, hamile olduğundan şüphelenir, tıbbi kontrolle hamile olduğunu öğrenir ve bir daha kusmaz. Düşünmedim değil ha. Acaba dedim vücutta öyle bir mekanizma mı var? Karın şişer, beyin ne olduğunu anlayamaz, rahimde hafif kıpırtılar başlar ve beyin tanımadığı şeyi vücuttan attırmak ister, vücudu kusturur. Kontrolden sonra beyin, vücudun hamile olduğunu öğrenir, tüm hücrelere emirler gönderir: "Bu vücut hamile. İçindeki dışarı çıkmamalı. Vücut artık kusmicak. Dağılın ulen!"
* Hani mesajda, messenger da falan kısaltırız ya "tmm, sie, grsrz,..." gibi. Benim en çok tuttuğum "old" dur ya. Mükemmel kısaltma! Ben bunu dile getirmke istiyorum ya. Konuşurken cümle içinde kullanmak istiyorum. Old demek istiyorum. Derse geç kaldığımda prof kalın, siyah çerçeveli gözlüğünü çıkartıp, ağır ağır masaya koyup ve bana dönüp de "Neden geç kaldın?" diye sorduğunda o koca anfinin içinde yetmiş kişi gözümün içine içine bakarken ve ne söyleyeceğimi beklerken ve bir yandan da "çelişkili bir şeyler söylese bari, biraz tartışsalar da ders kaynasa" diye düşünürlerken "Uykum ağır old." deyip oturmak istiyorum ya! Sanki bu şimdi "Uykum ağır olduğundan." deyince yerime oturabiliyormuşum gibi oldu ama neyse. Keşke doğruyu söylemek her zaman yeterli olsaydı. O zaman belki bir milyom kez alarma suç atmazdık. Ve nadiren söylendiği için de, bayat değil, yenilir yutulur bir yalan olurdu şimdi.
Uykum geldi ya niye böyle oldum ben? Sanırım saat 03:52 old.
FAZİLET AYDIN
15/08/2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder